18 Ocak 2007

Bir film: Little Children


bu filmi sevdim mi diye soruyorum kendime. cevap ne hayır ne evet. bende kalan ekşimsi bir tat. hem düşündürüyor hem anlamsız geliyor hem rahatsız ediyor hem de güldürüyor. yani filmi izlemeyin diyemem ama izleyin de diyemem. bundan sonraki yorumları izlememiş olanlar varsa okumasınlar.

- öncelikle kafama takılan, bir anda ne oldu da sarah ve patrick, o tutkulu kararlarından vazgeçtiler. yani mesela sarah bir anda kızının mutluluğunu önemsemeye mi başladı. yada brad kaykay yapınca çocuklukta kaldığı anı aşabildi de mi vazgeçti.
- günümüz cinsel anlayışında kendi kendini tatmin doğal karşılanırken, kişinin suçlu hissetmemesi gerektiği vurgulanırken neden bu filmde mastürbasyon yapan iki insanda sapık.
- bence filmin en vurucu olaylarından biri, çok sık karşılaştığımız "iyi insan ol" minvalinde öğütlerin aslında insanı sokabileceği o berbat durum.
- bir güzel nokta da toplumdan dışlanan kişi aslında kimseye zarar vermeyecek biriyken, toplum için savaşan tipin zararlı bir yaratık olması.
- filmde verilen uzaklaştırma ve komikleştirme yöntemleri ile aslında insanları bunalıma sokan durumlar eğlenceli bir şekilde işlenebilmiş.
- insanların içinde ki çelişkiler ve yaşamları çok iyi yansıtılmış. içses olarak söylenenler basit ve saçmaydı, ama bu basitlik ve saçmalık onları gerçeğe yaklaştırmış. hangimiz aklımızdan geçen düşüncelerin çoğunun mantıklı olduğunu idda edebilir.
- kendini sorumluluklara gömen bir a tibi karakterin, aslında yaşama anlam katan şeyleri nasılda elinden kaçırabileceği verilmiş
- filmde ki yer çok güzeldi: parklar, ağaçlar, evler, havuz, saha... keşke türkiyede de böyle bir mekanda yaşayabilsek demeden edemedim.
- ekenomik bağımsızlığı olmayan ve çocuklarla zaman geçiren kişilerin erkek yada kadın olmasından bağımsız bir şekilde çocuklaşmaları.
- ne olursa olsun, kate winslet ve jennifer connelly'yi görmek tek başına bir filmi izlenir kılar.

film ile ilgili aklıma birşeyler gelirse eklerim buraya.

Hiç yorum yok: