10 Eylül 2007

alişim

can dündarın bugünkü yazısından alıntı (yoruma gerek yok):

Tarih, 14 Nisan'mış.
Ali Dinçer'i (yıldız ibrahimova'nın eşi) yoğun bakıma alıyorlarmış.
Elmacık kemiklerinden taşan gülümsemesini ve gözlerindeki umut ifadesini yüzündeki maske örtememiş.
Sonra komaya girmiş.
İbrahimova, yanına girmek için doktordan izin almış.
Girince, "Bir şarkı söyleyebilir miyim" diye sormuş.
"Söyleyin" demiş doktor...
İbrahimova, eşinin başucuna oturup, kolunu tutarak ona "Alişim"i söylemiş:
"Alişimin kaşları kara / sen açtın sineme yara / bulamadım derdime çare / görmedin mi ah civan Alişim'i Tuna boyunda..."
* * *
Dinçer de muhacir ya; severmiş bu türküyü... güzel sesli eşinden hep söylemesini istermiş.
Çıkışta doktor, "Ne kadar etkileyici söylediniz" demiş hayranlıkla...
"Acaba beni duymuş mudur" diye sormuş İbrahimova...
3 gün sonra yeniden yoğun bakıma girdiğinde bu kez gözleri kapalıymış Ali Dinçer'in...
İbrahimova yine aynı türküyü söylemiş.
Eşinin sesini duyunca çenesini türkünün senkronuna göre kımıldatmış Ali Dinçer...
Biri sesinden şifa dilenerek, diğeri sedasını içine gömerek, birlikte söylemişler:
"Evleri var hane hane / benleri var dane dane / saramadım kane kane / görmedin mi ah civan Alişim'i Tuna boyunda..."
Bir gün sonra göçmüş Ali Dinçer...

Hiç yorum yok: