24 Eylül 2007

haftasonu izlenenler: prison break, mozart and the whale, eve dönüş, the bourne ultimatum, next

prison break'in 3. sezonunun ilk bölümünü heyecanla bekliyorduk. cuma akşamı o ateşle kurulduk koltuğa ve son bölümü (yani 3. sezonun ilk bölümü) izledik. sonuç bir hayal kırıklığı. ilk iki sezonda oldukça güzel kurgusu ve macerasıyla bizi büyüleyen dizeye bu başlangıcı yakıştıramadık. yani öyle bir hapishane tasarlanmış ki çelişkilerle dolu, gerçekçi değil. olaylar aniden anlamsızca gelişiyor. yok efendim hapisanenin ağası hem ünlü olmasından hem de yakışıklı olmasından dolayı scorfield'ı öldürtmeye çalışıyor. istese hiç nedensiz öldürebilecek güçteyken, meşru yollar arıyor. yok efendim o koskoca derin devlet, hapisanedeki birini kaçırabilmek için scorfield'i o hapisaneye koymuş. o soğuk kanlı ve strateji uzmanı olarak tanıdığımız scorfield hapishanede gurur yapıp yalnız mücadeleyi seçiyor. bla bla bla...

cumartesi akşamı için yalınlar torbalarına yeni yeni filmleri koyup geldiler bize. beraber izlemeye başladık I heart Huckabees'i. ben hariç herkesin sıkılmasının üzerine başka bir filme geçtik. whale and mozart. bu film hepimizin kalbini çalmayı başardı. iki otistiğin aşk macerasına tanıklık ettik. fonda otistiklerden oluşmuş bir grup. oyunculuklar çok iyiydi. otistiklik nasıldır pek bilmem ama yorumlar çok gerçekçi canlandırıldığını söylüyor. çok eğlenceli ve sürükleyici bir filmdi.

sonrasında kendimize engel olmadık ve bir film daha izlemeye başladık. eve dönüş adında 12 eylülün bizim üzerimizden nasıl geçtiğini anlatan bir film. yalınlar filmin yarısında dayanamayıp biz gidiyoruz dediler. biz merakımızdan yarıda bırakamadık. konusu ve değindiği noktalar çok güzel. bence film olarak değil biraz daha uğraşıp belgesel olarak sunsalar daha iyi olurdu. türkiyenin gericilikten kurtuluşu için askerin yönetime el koymasını uygun görenler varsa (var olduklarına inanasım gelmiyor) bu filmden birşeyler öğrenebilirler. olaylar ve karakterler çok karikatürize olmuş. mehmet ali alabora rolüne hiç gitmemiş. belli bir karakter grubu dışında başka bir rol üstlenmezse hepimiz için iyi olur. ya da onu gerçekten kullanabilecek bir yönetmenin tezgahından geçmesi lazım. sibel kekili ise çok güzel oynuyordu. askeri yönetim hakkında biraz olsun iyimser bir düşünceniz yoksa bu filmi izlemeye gerek yok.

pazar günü yalınlarla beraber ulaş ta konuğumuz oldu. hep beraber bourne ultimatum'u (medusa darbesi 3) izlemek için kurulduk. önce yalın bize birinci ve ikinci filmi hatırlattı. film başlangıcından sonuna kadar aynı sürükleyicilikte ve aynı macerayı koruyor. nerdeyse hiç soluk almadan bütün filmi izledik. hepimiz adrenalinden kıpkırmızı olmuştuk. bu filmden 5 tane macera fimi çıkarırlar. hareket, strateji, oyunlar, hileler... muhteşem bir macera olmuş. film bittiğinde yerimizde duramıyorduk. filmin bitiş müziğiyle evde durmadan dans etmeye başladık. tekrar tekrar dinleyip sıçrayıp kendimizden geçtik.

tabi her zamanki alışkanlık, ikinci filme geçtik. bu sefer nicolas cage'in son filmi next'i izledik. filmin farklı bir konusu olduğu için biraz dikkatimizi çekiyordu. kurgudaki anlamsızlıklar, cevap veremediğiniz sorular, basit yanlarıyla düşününce izlemesek birşey kaybetmeyeceğimiz filmlerden kategorisine yerleştirdik.

1 yorum:

oyluuu dedi ki...

ohhhh!!!
her haftasonu böyle geçse...