4 Şubat 2008

türban ile hak ve özgürlükler

bütün dünya yaklaşan ekonomik krizde ne yaparız nasıl yaparız da ayakta kalırızı tartışıyor. amerika'nın, avrupa'nın, çin'in ve diğer bütün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin şu anda temel derdi bu ekonomik krizi atlatabilecek önlemler almak. ne mi olur önlem almazsak. milyonlar işsiz ve aç kalır. mal ve can güvenliği çok ileri boyutta tehdit edilir. eee biz ne yapıyoruz. her yerde türbanı tartışıyoruz. bu konu milyonların aç kalıp, sefalete sürüklenmesinden daha mı önemli? üstelik üniversitelerde türban serbestliğinin toplumu ikiye böleceğini, üniversiteleri nerdeyse 80 öncesi düzeyinde siyasi çatışma alanı yapacağını görmek için müneccim olmak gerekmiyor. buna rağmen hemen hemen heryerde türban tartışılırken, (bu da akp ve mhp'yi türkiye'nin ekonomik krize hazırlıksız girmesinin suçlusu yapıyor) "bu konu önemsiz, asıl meselemiz bu olmamalı dolayısı ile bu konuda bir tarafım yok" demek pek akıl karı değil. o zaman ya üniversitede serbest olmasından yana olacaksın ya da olmayacaksın.


ben üniversitelerde serbest olmasından yanayım. bu işi bir üniversite öğrencisinin siyasi, dini ve etnik aidiyetini rahatlıkla ifade edebilme hakkı olarak görüyorum. gençler üniversitede siyaset yapmayı öğrenmeye başlamayacaksa nerede başlayacak? yalnız kesinlikle kamudaki görevliler için serbest olmasının karşısındayım. devletin hizmet alanlara ayrım yapmamasını savunuyorum. bunun için de devletin hizmet verenlerinin belli bir siyasi, dini, etnik aidiyet sembollerini taşımalarının yasak olması gerektiğini düşünüyorum. bunun başlıca nedeni de toplumun kanlı kavgalara ve çatışmalara sürüklenmemesinin bir ön koşulu olarak devletin vatandaşa eşit uzaklıkta durabilmesi gerektiğini düşünmem. eşit uzaklık içinde siyasi, dini, etnik aidiyet sembolleri hizmet veren için yasak olmalıdır. bunun yanında hizmet alan ister türbanlı, ister türkçe bilmeyen bir kürt, ister bir eşcinsel,... vatandaş olsun devlet ona en iyi şekilde hizmetini sunabilmelidir. yalnız ilk ve orta öğretimde de turban yasağı devam etmeli. hatta imam hatip liselerinde okuyan kızların neden başı örtülü. onların da açık olmalı.


akp'nin bu işi hak ve özgürlük meselesi olarak gördüğünü de hiç zannetmiyorum. eğer hak ve özgürlükler konusunda duyarlı olsalardı alevilerin cemevlerini tanırlardı. ukala bir şekilde alevilere "aslında siz yanlış biliyorsunuz, sizin ibadet yeriniz de camidir" demezlerdi. bence onlar isteyenlerin başlarını örtebilmesini savunmuyorlar, herkesin başını örtmesini savunuyorlar. malatya'da inönü üniversitesinde her iki senede bir kişi ramazan ayında oruç tutmadı diye öldürülüyordu. sokakta kot pantalon giyiyor diye kızlara sataşmalar ve tacizler oluyordu. böyle bir ülkede başı açıklara baskı olmayacağını düşünmek pek mantıklı değil. başı örtülü kadınlar, bir kadının saçını örtmemesini sanki namussuzlukmuş gibi alglıyorlar. işte bence dini yönü ağır bir çok insan (özellikle de türban takacak kadar uçtakiler) başka yaşam tarzlarına karşı pek hoşgörülü ve saygılı değiller.


sonuç olarak diyeceğim özellikle kadınlar olmak üzere bütün türkiyelileri din bahanesiniyle yapılan baskılara karşı bir mücadele beklemektedir. eee buna rağmen neden üniversitelerde türbana evet diyorum. hem bir üniversitelinin kendi rengini belli ederek yaşayabilmesi gerektiğini düşünüyorum hem de dini baskılara karşı mücadele kurtarılmış bazı bölgelerde rahat yaşayarak yapılamaz. batısıyla-doğusuyla, kenarıyla-merkeziyle, fakiriyle-zenginiyle herkesin baskıdan uzak ve rahat yaşayabileceği bir mücadele yapılmalıdır. herkes için hak ve özgürlük, rahat yaşam savunusuyla biryerlere gelebiliriz. fakirler, çalışanlar, kadınlar, aleviler, kürtler, türkler, sünniler, azeriler, şiiler, ... anca o zaman seçimlerde iktidara gerçekten de çağdaş, demokratik, hak ve özgürlüklere saygılı bir hükümet geçebilir. ancak o zaman türkiye bir bütün olarak modern ve çağdaş seviyeyi yakalayabilir.

Hiç yorum yok: