26 Mart 2008

günün köşe yazıları

herkes memleketin uzlaşması lazım diyor. eee nasıl olacak uzlaşı. akp'nin yaptıklarını muhalefetin sineye çekmesiyle mi olacak? akp'nin akp olmaktan vazgeçmesi ile mi olacak? kuvvetler ayrılığını güçlendiren, özgürlükleri arttıran ve koruyan, kadrolaşmayı olabildiğince engelleyen ve de refahı topluma olabildiğince paylaştıran düzenlemelerden başka çıkış yolu görmüyorum. ne yazık ki bu saydıklarımı içtenlikle savunan ve de toplumda kitle desteği olan bir siyasi hareket şu anda yoktur. bunun sonu iktidarı herşeyiyle bir tek kendine isteyen, diğerlerini dışlayanlar arasında gidiş gelişlerle geçecek ömür.

ergenekon ve kapatma davasına farklı bir bakış: başımıza gelenler

karşıt görüşler çatıştı deyince ne anlarsınız? birilerinin başka birilerine satırlarla saldırmasını ben karşıt görüşler çatıştı olarak ifade etmezdim. ne zamandan beri bir grup ülkücünün, basın açıklaması yapan solculara satırlarla saldırmaları ve bunun üzerine polisin saldıran gruba değil de basın açıklaması yapan gruba müdahalede bulunması karşıt görüşler çatıştı oluyor. milliyet

nevroz kutlamalarında olaylar çıktı kan döküldü. olay çıkan illerde valilik halkın bayramı haftasonu kutlama isteğine izin verseydi, belediye, dtp, valilik ve emniyet entegre bir şekilde çalışsaydı bu olaylar yaşanır mıydı? can dündarın güzel tespiti ile siyaset boşluk kaldırmaz.

siyaset rejimi niye tehlikeye sokuyor. buna bir cevap turkiye'de fakir sınıfın orta sınıftan kalabalalık olmasının baskıcı rejimlere davetiye çıkardığıdır. bunu çözmek için sosyal devlet adımları atılmalı. diğer cevap kuvvetler (yasama, yürütme ve yargı) ayrılığının uygulamada eksik olmasıdır. bu yüzden de aslen yürütmeyi kotrol altında tutması beklenen iktidar yasama ve yargıyı da kotrol altına alabilecek yollar buluyor. bu yüzden de toplum kutuplaşıyor. akp'nin iktidar olduğu bu dönemde kuvvetler ayrılığını güçlendiren yasalar çıkarma şansı vardı ama yapmadı. yaklaşımları kuvvetler ayrılmasın bir olsun ama benim olsun oldu. kuvvetler ayrılığı konusunda güzel bir yazı: çoğunlukçuluk ve çoğulculuk

yılların siyasetçisi, chp'nin önde gelen isimlerinden eşref erdem'den güzel tespitler. uzun süredir de baykal'ın sağ koluydu. şu tespit çok hoşuma gitti "chp genel bakşanının ciddi ülke sorunları karşısında pragmatik yaklaştığını ve kolaycı çözümler aradığını düşünüyorum. lider, risk alan kişidir." kürtlerin yüzü türkiye'ye dönüktür.

Hiç yorum yok: