7 Mart 2008

çocukluğumuzun hikayesi, günümüzün gardiyanı

duygusal kalıplar demişken devam edeyim. yakın zamanda öğrendiğim bir olgu var: çocuklar söylenen herşeye inanıyorlar ve bunları iç sese dönüştürüyorlar.

bir çocuğa sürekli "sen kıskançsın, kötüsün vb." dediğinizde, o çocuk bir ömür boyu kendi kendine "ben kıskancım, kötüyüm vb." diyor. o çocuk ne yapsa ne etse kendini iyi bir insan olarak görmekte zorlanıyor.

sürekli olarak "sen önemlisin, istediğini yapmak zorundalar, onlar önemli değil vb." denirse, bir tek kendini düşünen ve diğer insanların duygularını anlamayan biri yetişecek.

sürekli olarak "böyle şeyler yapıp beni üzme, hastalanır yatağa düşerim" gibisinden şeyler söylenirse, o çocuk büyüdüğünde birilerinin onaylamadığı bir hareket yaparken duygusal olarak o kişileri hasta etmiş ya da öldürmüş kadar suçluluk hissedecek.

sürekli olarak "dediklerimi yapmazsan, öcüler gelip seni kaçıracak vb." şeyler denirse, büyüdüğünde başkalarına hayır diyememek en temel problemi olabilir.

sürekli olarak "sen başarısızsın, yanlış yaparsın, yapamazsın, bırak ben yapayım vb." şeyler söylenirse, o çocuk başarılarını yetersiz görecek, başarısız olacağını hissettiği için korku yüzünden yeni atılımlar yapamayacak.

iç seslerinizi yakalayın, üzerinde biraz düşünün, çocukluğunuz gözlerinizin önüne gelecek. yani iç seslerimiz çocukluğumuzun gizli hikayesi, bugünümüzün ise gardiyanı.

Hiç yorum yok: