8 Mart 2009

kutuplaşma 25. katta


tarhan erdem iki yıldır kutuplaşma konusunda türkiye'yi uyarıyor. çevremde gördüğüm kadarı ile kutuplaşma çok fazla gündem oluşturmuyor. ben de artan kutuplaşmanın türkiye'nin en önemli meselelerinden biri olduğunu düşünüyorum. tehlikeye örnek olarak da kürt meselesini vereceğim. tarhan erdem bu yazısında kutuplaşmayı aşağıdaki gibi tanımlamış:
“Kutuplaşma” kavramını; kişilerin, siyasetle ilgili olsun ya da olmasın, genel veya yerel herhangi bir konudaki görüşlerinin tamamını siyasal parti tercihleri içinde belirlemeleri” olarak tanımlıyorum.
yani kutuplaşma acayip bir önyargı getiriyor. dolayısı ile olaylar rasyonel değerlerle tartışılmıyor da bizden mi onlardan mı kavramı üzerinden tartışılıyor. kutuplaşmanın yakın zamandaki iki göstergesi ergenekon ve deniz feneridir. ergenekon meselesinde akp'nin karşıtları neredeyse darbecileri, katilleri savunur duruma düşüyorlar. benzer biçimde akp karşıtları "biz baş örtüsüne karşı değiliz türbana karşıyız" gibi saçma sapan bir düşünceyi mantıklı görebiliyorlar yani mantıklari bu kadar körleşebiliyor. akp yandaşları ise bir tek türbana özgürlüğün özgürlükçülük olduğunu savunur hale düştüler, özgürlüğün bir bütün olduğunu unutuverdiler. aynı şekilde akp yanında yer alanlar deniz feneri konusunda sessizlikleri ve olayı alttan alta uydurma diye nitelemeleri ile halkı fena şekilde soymuş dolandırıcıları neredeyse savunur duruma düşüyorlar. akp yandaşlarındaki aynı kör sessizlik hüseyin üzmez olayında da yaşandı. üstelik "biz insanların cinsel yaşantılarının haber yapılmasına karşıyız" gibi akıl almaz bir savunmayla sessiz kaldılar. 14 yaşında bir kız çocuğunun cinsel olarak kullanılmasının, bir yetişkinin cinsel hayatıyla ilgisi nedir? yani akp yandaşlarının da mantığı bu kirli farkı göremeyecek kadar körleşti.

kürt meselesi bence kutuplaşmanın bizlere nasıl zarar verebileceğini gösteren çok güzel bir örnek. kürt meselesinde hem devlet içinden hem de pkk tarafından kutuplaşma körüklendi. kutuplaşmayı körükleyenler şiddetten hem medet umuyorlardı hem de çıkar sağlıyorlardı. bu durumun sonucunda ne oldu: kürtler ve türkler kutuplaştı. kürtler artık atatürk'ten bahsedenlerin ya da "bu ülke bölünmez bütündür, bir bayrağımız vardır" diyenlerin hitler gibi faşist olduğunu düşünmeye başladılar. türkler ise "kürtçeden ve kürt halkından" bahsedenlerin terörist olduğunu düşünmeye başladı. ne oldu bunun sonucunda: askerleri öldüren bir terör örgütü kürtler içinde destek bulabildi. ne oldu bunun sonunda: türkler kürtçenin yasaklanmasına, kürt aydınların ve gazetecilerin öldürülmesine sessiz kaldılar. 30 bin'den fazla insan öldü. kentleri kontrol edilemez hale getiren göçler yaşandı. uzunca bir süre bu konuda iyi niyetle bir çözüm üretmeye çalışanlar hem kürtler tarafından hem de türkler tarafından susturuldu, bastırıldı, siyaset sahnesinden uzaklaştırıldı. kutuplaşma işte böyle birşey.

ne yazık ki gördüğüm kadarıyla hem chp yönetimi hem de akp yönetimi kutuplaşmadan medet umar haldeler. türkiye'de rasyonel siyasetin egemen olmasını isteyenler kutuplaşma meselesini gündemlerine almak zorundalar. öfke filminden bir alıntıyla bitireyim:
toplumlar 50. kattan aşağı düşen adama benzerler. 25. katta herşey yolundadır

Hiç yorum yok: