11 Mart 2009

acep beraber ölsek mi ses çıkar?

acılara tanık olmak için çok uzaklara gitmeye gerek yok. mesela somali'ye, hindistan'a, filistin'e gitmeye gerek yok. hemen gözden uzak yanımıza bakmak yeter. gözle görünen mekanlar hep ışıklı satış yerleri. peki o satılanlar nerede, nasıl üretiliyor? o satılanları kim üretiyor? rasyonel siyaset nedir diyince aklıma ilk gelen insanların birkaç sene tok kalmak için ölmelerine, öldüresiye kullanılmasına izin verilmemesidir. bu koşulların ortadan kaldırılmasıdır. rasyonel siyasetin en önemli ayağı budur. ece temelkuran vurdu gene beni. onun bu haberinde okuyun gözden uzak, ışıltılı dükkanlardan uzak ama o satılan mallara yakın insanları. ne zaman türbanı, ergenekonu, siyasal islamı, cumhuriyeti değil de yanımızdaki acıyı konuşacağız? buna sıra ne zeman gelecek? niye hala gelmedi konuşma vakti?

3 yorum:

oyluuu dedi ki...

bazı filmler gercek yasam oykusu ya, cok etkileyici oluyor, insan inanamıyor hadi ya diyorum demekki o zamanlar amerika bu kadar geriymis, ya da bu tip cinayetler gerçekten işlenmiş, rodeocuların da filmi çekilirse çok ses getirir, adamın dediği gibi beraber ölmelerine gerek kalmaz...

yalın dedi ki...

soyle yapalim o zaman: kot satin almayalim artik!

yavasyavas dedi ki...

yalın, söylediğin şey uygulanamaz gerçek dışı dursa da uygulanabilir. şöyleki avrupada "adil ticaret" diye bir uygulama var. bir ürün üretilirken üretimi yapanlara adil bir bedel veriliyorsa o ürünlere "adil ticaret" damgası vuruluyor. bu damgayı vuran ve denetleyen organizasyonlar var. mesela bir kot üretilirken çalışanlara bu muameleyi yapan bir firmanın kotlarında bu damga olmaz. biz de o kotları almayız. öte yandan çalışanlara hakkını veren ve koşullurı sağlıklı yapan bir firmanın kotlarında bu damga olur. biz de gönül rahatlığıyla o kotlardan alırız. tabiki bunun bir bedeli var. 1 liraya kot alabileceğine 2 liraya alman gerekecek. ben bu bedeli gönül rahatlığıyla öderim.