23 Kasım 2007

lars vik - tiyatro komik 1.gün

yaratıcı dramanın uluslararası atölyesi bugün başladı. ben lars vik'in tiyatro komik atölyesine katılıyorum. sanırım palyaçoluk atölyesi de diyebiliriz. bugün dahil toplam üç gün sürecek. her zamanki gibi farklı yönlerime konuk eden, farklı kaslarımı çalıştıran ve keyif veren bir süreç. neler mi yaptık bugün?

tabi her atölyede olduğu gibi önce bir iki ısınma oyunu oldu. sonrasında hep beraber balık sürüsü gibi davranmamızı istedi. onlar gibi birbirine yapışık bir halde bir anda değişik yönlere, değişik tempolarla ve değişik şekillerle hareket etmemiz gerekiyordu. biz ilk denememizde değişik hayvan taklitleri yaptık. genelde bir kişinin baskın bir hareketini hepimiz taklit ediyorduk. sonra lars bizi uyardı. balık sürüsünde belli bir lider göremezsiniz. tek gördüğünüz toplu ve aynı hareketlerdir. biz beceremedik bu lidersiz ama aynı hareketleri. ilginç bir çalışmaydı. lale türkiye'ye benzetti, herkesin lider olmaya çalıştığı ama uyumun olmadığı bir durum.

kendisinin chalie chaplin hayranı olduğunu söyledi. yaptığı komikliğin palyaçoluktan çok sessiz sinemaya benzetilebileceğini. bu sinemada şiddetin varlığını konu aldık. sonra birbirimize vuruyormuş gibi yapmanın 5 figürünü öğrendik. bunları deneyip bir seriye dönüştürdük. birbirini gerçekten dövmeden dövüyor gibi yapmak gerçekten çok eğlenceliymiş. bundan sonra bunu yaparız arkadaş ortamlarında. hatta iki sevgili arasında akması gereken şiddetin güzel bir yolu da olabilir.

en son olarak seçtiğimiz bir eşin yürüyüşünü inceledik. o yürüyüşteki temel ayırt edici özellikleri abartarak taklit ettik. kendimizin abartılı yürüyüşünü gördük. bundan sonra ise bu abartılı yürüyüşü kendimiz tekrar abartarak yaptık. hem kendi yansımamızı gördüğümüz hem de kendimizle dalga geçebildiğimiz güzel bir çalışmaydı.

sağol çağdaş drama derneği
bakalım yarın bizi neler bekliyor

6 yorum:

oyluuu dedi ki...

lars vik bende bi çelişki yarattı öncelikle, tiplemeler üzerine çalıştık çünkü, yaratıcı dramada rol oynamak önemlidir rol yapma kavramına karşı çıkarız, birileri taklit ettiğinde kendin ol deriz, ancak burda yürüyüş taklitinden abartmaya doğru giderken kendimiz olma kısmını kaybettik gibiydi, saha sonra ben şöyle anlamlandırdım, lars bizden çıkanı yapılandırdı, bizim yürüyüşlerimizdi aslında tiplemeler, o nedenle yaratıcı dramada "kişinin kendisinden yola çıkma" kavramıyla çok ilişkiliydi yapılanlar, gerisi de onun uzmanlık alanıydı. Ne dedi Lars; "benden ne kadar çok çalarsanız o kadar memnun olurum" ben bugün okuldaki drama dersimde yeteri kadar çaldım ondan, özellikle ebelemece oyununun versiyonlarını:)

oyluuu dedi ki...

bir yorum daha eklemek istiyorum. lars yaptığı işten çok keyif alan biriydi, karakterlerimizi oluşturdukça inanılmaz keyifle bizi izliyor ve karakterleri dikkatle inceliyordu. sanki bunları ben yarattım bunlar benim eserim edasıyla bize bakıyordu. yaptığı işten keyif alan insanlara bayılıyorum, mustafa sen mi demiştin, yaptığın işi sev ki hep o işi yapasın, buraya uydu mu acaba bu söz?

yavasyavas dedi ki...

evet evet ortaya çıkarttığı komikliklerde hep biz de vardık. bizden birşeylerdi.

en zevkli kısımlardan biri seni charlie chaplin usulü dövdüğüm doğaçlamaydı. bir daha olsa bir daha döverim.

ben o kırmızı burundan istiyorum. palyaço gibi dolanasım var. nerden bulabiliriz acep?

yavasyavas dedi ki...

bu arada ben "yaptığın işi sev ki hep o işi yapasın" demedim. "sevdiğin işi iyi yap ki hep o işi yapasın" dedim.

Unknown dedi ki...

O kırmızı burunların en iyileri(silikon olanları)Burhan Hocamın söylediğine göre,Vira diye bir yerde satılıyormuş.İnternetten ulaşabilirmisiniz.Sadece burun değil,her tür palyaço malzemesi burada varmış.
Bilginize saygı ilearz ve talep olunur.
yolunu şaşıran avukat palyaço Lale

yavasyavas dedi ki...

lale ben internette baktım vira diye. http://www.viraegitim.com sitesi geldi. orada kırmızı burundan bulamadım. kırmızı burun takasım, kendime gülesim var.