13 Mart 2009

kendimiz devrim olmazsak ne olur?

hayallerin peşinde (revolutionary road) boğulan ilişkilerin, peşinden yürünmeyen hayallerin, çürüyen hayatların filmi.

gençler, saymakla bitmeyen hayalleri var derken çocuklu bir aileye dönüşüyorlar. berbat bir gerginliğin içindeler. adam kadını mutlu edemiyor, kendini erkek hissedemiyor. kadın arayış içinde, istediği yollardan yürüyemiyor. başkasının yürütmesini istiyor. bu gerginliğin içinden bir hayal yaratıyorlar. o hayal turnusol kağıdı gibi gerçekliği ortaya seriyor.

bu film öz çok öz. her bir diyalog binlerce konuşmanın en az cümleye sıkıştırılmış hali. ilişkilerin nasıl boğulduğunu, insanların nasıl yaşamayı seçmek varken tek düze hayatlar içinde öldüklerini, psikolojik sıkıntıları, çürüyüp duran ve insanı da çürüten evlilikleri ve daha birçok şeyi tokat gibi yüzümüze vuruyor. öyle lafı dolandırmıyor. çat çat vuruyor. diyaloglar kadar karelerde öz. bir karede birçok şeyi veriyor. beynim düşüncelerle dolmasa da bilinçaltım resmi aynen koruyor. sonra sonra aha o karede bu da vardı diye çıkıyor o anlar bilincime.

kendimiz devrim olamazsak ne olur? aha da böyle olur. yaşamak bir idare ediş olur. üç-beş senede bir izleyip biz de aynı bataklarda mıyız diye sorgulayacağım bir film.

not: oraya buraya koşturan bir köpekle, "bu ne diyor ya anlamadım" diye sorup duran bir arkadaşla beraber ev ortamında izlemeyin :)

5 yorum:

yalın dedi ki...

'bu ne diyor ya anlamadim' diyen kim ya ben anlamadim :)

Basak dedi ki...

bu filmle ilgili okuduğum en güzel değerlendirmeydi.

Turuncu Gezegen dedi ki...

Geçenlerde Hande ile izledik filmi, üzerine de uzuuuun uzuuun konuştuk.. Çok güzel yazmışsın, bence de çok söz söylemeden anlatmış derdini film..
Ve ben tükenmiş ilişkime dair o kadar çok şey buldum ki filmde söze dökmem zor.. Ama en çok; yürümek istediğim yoldan gönüllü vazgeçip, sonra yapmam gerektiğine inandıklarımla uzlaşmaya çalışıp, mutlu olamayıp, öfke ve hüzün dolu bir insan haline gelişimi gördüm filmde.. Sanki biz evlendikten sonra başka iki kişi olmak zorundaymışız gibiydi.. Kendi istediklerimizin peşinden gitsek belki yine biz olmazdık ama mutsuz da olmazdık dedim kendimce.. Çünkü istediklerimizden vazgeçmek yine biz yapmadı bizi, sadece mutsuz yaptı.. Yerine yeni şeyler yerleşti mi bilmiyorum ama dışarıdan bakınca daha çok görüyorum eski cümlelerin çevrilmesi, devrilmesi gerektiğini.. Kendi devrimimiz olmak dileğiyle...

Unknown dedi ki...

Ben de anlamadım aslında pek ama :) deli diye geçen adamın her konuşmasında derinden sarsıldığımı hissettim. Yaşanan hayatlara bir de bu filmin baktığı gibi baktım. Hakikaten "o çocuk ben olmadığım için çok mutluyum" diyebileceğim bir çok aile gördüm. Kendi hayatımda uğraştığım, hergün üzerinde eşimle hayatı yaşamakla ilgili konuştuğumuz konuların ne kadar önemli olduğunu düşündüm. Gidemediler ya filmin sonunda; gitmek gerçekten çok zor, çünkü alışkanlıkları bırakmak, riske girmek, sana bebekliğinden, çocukluğundan beri vurulan zincirleri kırmak zor. Ama şurası bende net; kalmak eşittir ölüm!!!

yavasyavas dedi ki...

arkadaşlar bu içten ve etkileyici yorumlarınız için teşekkürler