3 Nisan 2008

ölüm, evren ve duygular

bir kaç şey var ki düşünmek boyut değiştirtiyor. ölümü düşününce ya şu an ve her şey anlamını yitiriyor ya da yaşadığın ana ve sevdiklerine sıkıca sarılıyorsun ya da herşeyi yapacak bir cesaret kaplıyor benliğini. evreni düşününce dünyanın ve insanın aslında nasıl da küçücük kaldığını anlıyorsun. herşeyiyle insan odaklı olarak kurulmuş ve insanı yücelten düşünceler, felsefeler, dinler... yitiriyor anlamını. ya ne yapsan boş diyorsun ya da üzülme bu küçük şeyler için gülerek devam et yoluna diyerek enerji doluyorsun. dünyanın oluşumuna, hayvanlara, kaybolan türlere ve insanın tarihine bakınca da rahatlıkla diyebiliyorsun "bir gün insanoğlu da tükenecek, yerine koşullara adapte olan başka şeyler gelecek".

yani diyeceğim öyle şeyler var ki günlük hayatta aklımıza gelmesini engellediğimiz, aklımıza geldiğinde ise duygularımızın ve düşüncelerimizin etkilenmemesi imkansız olan. eğer duygularımız olmasaydı, sadece dünyayı anlayan bir düşünce küpü olsaydık bu farkındalık ölüme sürüklerdi bizi. duygularımız sıkıca bağlıyor bizi yaşama, düşüncelerimizi yaşamı seçecek şekilde etkiliyor ve bir anlam veriyor varlığımıza.

1 yorum:

decato dedi ki...

Anlam yok. Anlami yaratmak zorundayiz. Doganin muthis programi akisi sagliyor, ama akil butun bunlarin disinda. Us, doga ustu birsey. Farkli bir boyuttan geliyor sanki.
Akil ve duygunun birlikte yarattigi degerler de hicbir yere ait olmuyor bu yuzden. Iyi ve kotu mesela. Evrende iyi ve kotunun karsiligi var mi?