15 Mayıs 2008

köklü değişimlerin duygusu (depresyon, duygusal akıl 5)

öfke, kaygı ve depresyon halleri uzak durulması gereken duygular olarak konuşuldu hep. halbuki hepsinin kendince çok ama çok önemli yanları var. insanlığın buraya gelmesine katkıda bulunmuşlar. öfke sayesinde kendimizi çabucak koruruz ve rahatsız edici etkiyi berteraf ederiz. kaygı sayesinde olabilecek tehlikelere karşı ön hazırlıklar yaparız. peki ya depresyonun ne faydası olabilir? kendini kötü hissettiğin, mutlu olduğun aktivitelerden uzaklaştığın, yalnızlaştığın bir durumun neyinden faydalanabiliriz ki! üstelik bir çok televizyon programında, kitapta, gazetede depresyondan nasıl kurtulursunuz öğütleri verilirken kim faydalı birşeydi bu depresyon diye iddia edebilir?

ulaş'ın cümleleri şaşırtıcı ve kışkırtıcıydı: "ben depresyonu çok severim. hayatımda önemli kararları depresyon sayesinde aldım. iş, mekan ve sosyal çevre değişiklikleri depresyon dönemlerinde oldu. çıblak beni yaşadığım anlardır."

ben bu kadar sevmiyorum bayılmıyorum depresyona ama önemini algıladım. artık depresif hallere bir hastalıkmış gibi yaklaşmam. depresyon çok önemli birşeylerin devam ettirilemediğini sürdürülemediğini söylüyor. depresyon bu durumu düzeltmek için derin düşüncelere dalmamızı sağlar. Bizi oyalayıcı aktivitelerden uzak tutar. geçmişin yaşını tutmamız ve geleceğe yeni şeklini vermemiz için bize zaman yaratır. bir evlilik sürdürülemiyorsa depresyon ayrılığın yolunu açıp bizi kurtarır. bir yakınımızı kaybettiğimizde depresyon onun yasını tutup onsuz bir dünyaya geçişi sağlar. iş yerinden memnun değilsen depresyon seni işinle ilgili ciddi kararlar vermen için yönlendirir. değişmesi gereken çevremiz değil de biz isek depresyon tekrar devreye girer.

peki ne zaman bu depresyonu kontrol altına alacağız. mesela iş yerindeki sıkıntıların aile yaşamını bitirecek duruma geliyorsa müdahale edeceksin. tersi de hoş değil. evdeki sıkıntıdan dolayı depresif hale girip iş yerini ihmal ediyorsan kontrol edeceksin. böyle durumları nasıl kontrol edebiliriz. depresif haldeyken bize mutluluk verecek aktivitelerden düşüncelerden uzak durup üzücü şeyler seçeriz. bu durumda bilinçli olarak gidip dram yerine komedi filmi izlemek, bize keyif veren aktiviteler yapmak, arkadaşlarla muhabbette olmak kontrol etmemize yardımcı olabilir.

peki ya depresyon çok fazla uzayıp bir yaşam biçimi haline geldiğinde ne yapabiliriz? buna en güzel cevaplardan birini duvara karşı vermişti: "ya dünyayı, ya dünyanı ya da dünyaya bakışını değiştir".

2 yorum:

MG dedi ki...

Aslinda nasil dusundugumuzle ilgili arastirmalar insana cok sey ogretiyor. Beynimizdeki hucreler arasindaki baglarin kurulmasiyla belligimiz olusuyor, bunlarin arasinda kimyasallar marifetiyle dusuncelerimiz sekilleniyor.
Sebebi olan, bir etkene dayanan depresyon yazidaki gibi kisiyi gunluk hayatin dongecinden ayirip 'bir dur, soluklan ve dusun' mesaji veriyor. Eglencelik seylerden uzaklasip kendimizi ic analize ve yorumlamaya veriyoruz.
Ama depresyonun gorunurde bir neden olmadan bizi terk etmedigi haller de var. Ruhsal olarak huzursuz olan ortulu bir neden olabilir, bu durumlarda bir psikologun yardimi elzem ve cok yararli. Ama beyin kimyasallarindaki bir dnegesizligin getirdigi bir sonuc da olabilir. Kisi ne yapsa o mutsuzlugun kuyularindan cikamiyor o durumda, cunku dusuncelerle bu beyninin kurdugu kiskactan kurtulamiyor. Bu durumlarda cesitli anti-depresan ilaclar bu dengeyi degistiriyor. Aslinda cok ilginc bir konu bu; kimse nasil calistiklarini tam olarka bilmiyor. Sanki dengesiz bir gole kocaman bir kaya atip dalgalar olusturup sonra durulmasini beklemek gibi. Bazilarinda bu dalgalanma sonucunda dengeye geliyor ve ruhen bir dinginligie eriyor. Kimilerinde de daha da dengeyi bozucu etki gosteriyor, anti-depresan kullanip intihar edenler de var. Neyse soylemek istedigim seyden uzaklastim yine.
Gunumuzde nedenine bakmaksizin insanlar her sikinti icin anti depresan kullanir oldular. Belki de normal, beyni 'dur da bir dusun, mutlu degilsin, birseyleri duzelt' demek isterken kisi beynini hafif uyusturucuya bogup o dongusunu devam ettiriyor yani kendi benligini geri plana itiyor. Boylece mutsuz ama uyusturulmus bir sekilde gunluk hayatini surdurmeye devam ediyor.
Hep Amerikan sistemi aklima geliyor bu durumda. Orada insanlar usutunce doktora gidip istirahat almaktansa over the counter ilaclarla vucutlarini uyusturup ise gitmeye devam ediyorlar. Is korkusundan, kimsenin kendini guvende hissedememesinden. [Yazabilecegim baska seyler var ama bir yorum icin cok uzattim :)]
Anti-depresanlar da bunun bir baska ayagi sanki. Her seye ragmen dongu devam etmeli, insanlarin mutlulugu pahasina da olsa.

Adsız dedi ki...

ben anti depresanların doktor kullanımında olumlu sonuçları oldugunu düşünüyorum,depresanlar birçok insanın yaşımını daha bir yaşanılır kılıyorlar tabiki bu benim görüşüm.düşünün bir kaza geçirdiniz,ya da düşüp bacagınızı kırdınız bir koltuk değnegiyle yürümeniz gerekiyor ayağınız iyileşene kadar bence antidepresanlar koltuk değnegi görevini görüyor.anti-depresanımı seviyorum:)